Alman Şansölyesi, bu hafta sonu diğer AB liderleriyle birlikte Brüksel’e gitmeyi planlıyor. Göç, Ukrayna ve İsrail’e silah desteğinin devamı gibi konuları tartışacaklar.
İki gün sürecek zirvede göç konusunun gündemin en üst sırasına yerleşmesi bekleniyor. Polonya’nın sığınma taleplerini askıya alma planlarını açıklamasının ardından, İtalya ilk göçmenlerini Arnavutluk’taki işleme merkezlerine göndermeye başladı. Almanya, geçen ay tüm kara sınırlarında zorunlu kontroller getirdi.
Toplantıda ele alınması beklenen diğer konular arasında, Macaristan’ın askeri yardımlar için ayrılan milyarları engellemeye devam etmesi nedeniyle Ukrayna’ya destek, Orta Doğu ve AB içindeki rekabetin nasıl artırılacağı yer alıyor.
- İlk sığınmacılar İtalya’dan Arnavutluk limanına ulaştı
Şansölye Olaf Scholz, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile konuşmaya açık olduğunu vurguladı, ancak Ukrayna’nın geleceği hakkında Ukraynalıların üstünden kararlar almayacağını söyledi.
Ayrıca, uzmanların gelecek ayki ABD seçimlerinin sonucuna bağlı olarak Ukrayna’ya olan desteğin azalabileceği konusunda uyardığı gibi, Ukrayna’ya desteğin gelecekte de devam edeceğini doğruladı. Almanya, ABD’den sonra Ukrayna’nın en büyük destekçilerinden biridir. AB, 35 milyar euro yardım taahhüt etti.
Orta Doğu’daki gerilimler konusunu ele alırken, ateşkes ihtiyacını yineledi, ancak İsrail’in her zaman Almanya’nın desteğine sahip olacağını belirtti. İsrail’in silah teslimatlarına güvenebileceğini, ancak Gazze için insani yardıma ihtiyaç duyulduğunun altını çizdi. Alman lider, İran’ın İsrail’e yönelik saldırılarıyla “ateşle oynadığını” uyardı.
Scholz, bu ay Almanya’nın en büyük iş dernekleri ve sanayi sendikalarıyla bir araya geleceğini ve Alman sanayi sorunlarını çözme niyetinde olduğunu söyledi. AB’nin Çinli elektrikli araçlar üzerindeki yeni tarifelerini eleştirerek Almanya’nın en iyi araçları üretmesi ve küresel rekabette yer alması gerektiğini vurguladı.
Scholz ayrıca, AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in de AB düzeyinde taahhüt ettiğini söylediği bürokratik süreçlerin modernizasyonu ve kaldırılması için destek verdi.
Gelecek yıl sonbaharda yapılacak federal seçimler göz önüne alındığında, Scholz ve hükümetinin bu vaatleri gerçeğe dönüştürmekte zor bir mücadeleyle karşı karşıya olduğu görünüyor.
