
Sinemayı ve Cannes Film Festivali’ni Tanımlamak
Sinemayı, “yaşamın yer yer kırık, kısmen de büyüteçlerle donatılmış, çok mercekli büyülü aynası” diye tanımlayabileceğimiz gibi; film festivallerini, özellikle de Cannes’ı, “yedinci sanatın ötesinde, gerisinde ve içinde yer alan farklı toplumsal, siyasal, tarihsel ya da güncel gerçekleri gündeme getiren olağanüstü bir yankılanma alanı, turnusol kâğıdı” olarak ta düşünmemiz gerekir. Çünkü festival dünya basınının gözünü diktiği kırmızı halılı merdivenleriyle, sesini duyurmak isteyenler için olağanüstü bir sıçrama tahtası, eşi az bulunur bir fırsat sunmakta.
Açılış ve Festivalde Beklenen Gelişmeler
Bu akşam, Fransız sinemasının ezber bozan adı, özgün sinema diliyle farklı türleri hınzırca harmanlayan, çok yönlü üretken yaratıcı yönetmen Quentin Dupieux’nün “İkinci Perde” adlı filmiyle açılışı yapılacak olan 77. Cannes Film Festivali’nde yankılanması beklenen girişim ve eylemlerin, yedinci sanatı gölgelemenin ötesinde, Fransız sinema endüstrisine ciddi zararlar verebileceği belirtilmektedir.
Kriz Yönetimi ve Olası Senaryolar
Beklenen tepkilere ilişkin değişik senaryolar üzerine çalışan festival ekibi, kriz yönetimi konusunda uzmanlaşmış bir iletişim ajansının desteğini alarak, bu ortamdan en az zararla çıkmak için gerekli önlemleri almaya çalışmaktadır. Temel hedefleri gerilimi azaltarak inisiyatif önceliğini ellerinde tutmak olan kriz yönetim uzmanlarının izledikleri çizgi, şimdilik başarılı görünmektedir.
Altın Palmiye ve Yarışmacı Filmler
Durum öylesine ciddi ve belirsiz görünüyor ki, açılışa bir gün kala, kaç filmin “Altın Palmiye” için yarışacağı bile kesinlik kazanmış değil. Geçen ay açıklanan ilk listelere yapılan eklerle, ana yarışmaya, aralarında sadece 4 kadın yönetmenin yapıtları bulunan toplam 22 filmin alındığı kesinleşmişti. Ancak, sosyal medyada ve basında ciddi tartışmaların sürdüğü belirtilmektedir.
Jüri ve Türk Sanatçının Görevi
Altın Palmiye’yi verecek 9 kişilik jürinin üyesi seçilen Ebru Ceylan, bu görevi üstlenen ilk Türk kadın sanatçı olmuştur. Bu durum, Türk sinemasının uluslararası alandaki temsilini güçlendirmekte ve önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir.