Sosyal Medya, Ülke Egemenliği ve Dezenformasyonla Mücadele: Musk ve Albanese Çatışması

Sosyal Medya ve Ülke Egemenliği: Musk-Albanese Çatışması

“Sosyal medya şirketleri ülke egemenlikleriyle çatışıyor” başlıklı dosya haberin dördüncü bölümünde, Avustralya’nın Sydney kentinde meydana gelen bıçaklı saldırılara ilişkin görüntülerin kaldırılması konusundaki tartışmalarla başlayan Musk-Albanese çekişmesi ele alındı. Bu olay, sosyal medyada “ifade özgürlüğü” ile “sosyal sorumluluk” arasındaki ince çizginin ne kadar tartışmalı bir hale geldiğini gözler önüne seriyor.

13 ve 15 Nisan 2023 tarihleri arasında Sydney’de gerçekleşen bıçaklı saldırıların ardından, Avustralya e-Güvenlik Ofisi, X kullanıcılarının saldırıya dair görüntülere erişiminin küresel düzeyde geçici bir süreyle yasaklanması için federal mahkemeye başvurdu. Mahkeme, 22 Nisan’da bu görüntülere erişimin geçici olarak durdurulması gerektiğine karar verdi.

X Küresel Hükümet İlişkileri tarafından yapılan açıklamada, Avustralya e-Güvenlik Ofisi Başkanı Julie Inman Grant’ın, kilise saldırısıyla ilgili belirli içeriklerin kaldırılmasını talep ettiği belirtildi. Ancak X, bu içeriklerin platformun şiddet söylemi politikasını ihlal etmediğini savunarak itirazda bulundu. Açıklamada, Grant’ın içeriklerin küresel ölçekte kısıtlanmasını talep ettiği ve aksi takdirde X’in günlük 785 bin dolar para cezası ile karşılaşacağı kaydedildi.

X, içeriğin kaldırılması talebini reddederek Avustralya’nın “yasa dışı ve tehlikeli” yaklaşımına karşı mahkemede güçlü bir yanıt verileceğini duyurdu. Avustralya e-Güvenlik Ofisi ise Google, Microsoft, Meta ve TikTok gibi diğer teknoloji şirketlerinin “materyalin daha fazla yayılmasını azaltma” taleplerine genellikle uyduğunu açıkladı.

Bu durum, bağımsız Senatör Jacqui Lambie’nin X hesabını silmesiyle sonuçlandı. Lambie, diğer siyasetçileri de aynı eylemi gerçekleştirmeye çağırarak, Musk için “Kesinlikle sosyal vicdanı yok. Bu adamın orada bulunmaya, nefret yaratmaya hakkı olmamalı” ifadelerini kullandı. Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ise, X’in saldırılara ilişkin görüntüleri kaldırmayı reddetmesine tepki göstererek sosyal medyanın “sosyal sorumluluğu” olduğunu vurguladı.

Albanese, sosyal medya içeriklerinin, yanlış bilgilerin ve şiddet görüntülerinin yayılmasının, saldırılardan kaynaklanan acıları artırdığına dikkat çekti ve X’in Avustralya e-Güvenlik Ofisinin bu içeriklerin kaldırılmasına yönelik talebine karşı mahkemede mücadele etmesine şaşırdığını belirtti. Musk ise, mahkeme kararının ardından Avustralya hükümetini “tüm ülkelere sansür” uygulamakla suçladı.

Albanese, Musk’ın ifadelerine karşılık vererek, “Avustralya’nın, kendisini yasaların ve genel ahlakın üstünde gören bu kibirli milyarderle mücadele etmek için ne gerekiyorsa yapacağını” vurguladı. Musk, Albanese’e yanıt olarak “Yasaların üstünde olduğumu düşünmüyorum. Başbakan, tüm dünya üzerinde yargı yetkisine sahip olması gerektiğini mi düşünüyor?” şeklinde bir ifade kullandı.

Dezenformasyonla Mücadelede Yeni Adımlar

Avustralya hükümeti, çocukları sosyal ve psikolojik açıdan olumsuz etkilerden korumak amacıyla sosyal medya yasağı getirmeye hazırlanmaktadır. Bunun yanı sıra, sosyal medyada dezenformasyonla mücadele amacıyla bu platformlara baskı yapabilmeyi öngören bir yasa tasarısı da gündeme alınmıştır. Başbakan Albanese, 10 Eylül’de yıl sonuna kadar sosyal medya platformlarına yaş sınırı getirmek için bir yasa tasarısı sunmayı planladıklarını ve yasanın uygulanacağı yaş grubu üzerinde istişarelerin sürdüğünü belirtti.

Albanese, sosyal medyanın çocukları gerçek hayattan, ailelerinden ve arkadaşlarından uzaklaştırdığını ifade ederek, ebeveynlerin bu konuda kaygı duyduğuna dikkat çekti. Uzun bir süredir Avustralya’nın gündeminde olan sosyal medya yasaklanması, tartışmaları da beraberinde getirdi. Birçok grup bu yasağı desteklerken, bazı kişiler sosyal medyadan uzaklaştırılan çocukların, gizlice sosyal medya hesabı açarak sorunlarla karşılaştıklarında bunu saklayacaklarını ve yardım istemeyeceklerini düşünmektedir.

12 Eylül’de Avustralya hükümeti, yanlış bilgi ve dezenformasyonu engellemek amacıyla sosyal medya platformlarına “baskı” yapabilmesini öngören yasa tasarısını tanıttı. Yasa tasarısı, sosyal medya şirketlerinin “yalan haberlerin yayılmasına izin verdikleri” gerekçesiyle mercek altına alınabilmesine olanak tanıyacak. İhlal durumunda bu şirketlere küresel gelirlerinin yüzde 5’ine kadar para cezası verilmesi öngörülmektedir.

Yasa tasarısı, Avustralya İletişim ve Medya Kurumu’na (ACMA), sosyal platformlardan kayıtlarını saklamalarını ve teslim etmelerini isteme yetkisi sağlayacak. Avustralya İletişim Bakanı Michelle Rowland, ülke halkının yüzde 75’inin yanlış bilgi ve dezenformasyonun etkilerinden endişe duyduğunu belirtti. Rowland, ACMA’ya dijital platform sistemlerinin ve süreçlerinin etkinliğini gözden geçirme yetkisi verecek olan yasa tasarısının, platformların Avustralyalılara sağladığı hizmetlerdeki yanlış ve dezenformasyondan koruma tedbirleri konusunda şeffaflığı artıracağını vurguladı.

Elon Musk, Avustralya’nın bu planına ilişkin yaptığı açıklamada, “faşistler” ifadesini kullanarak hükümeti eleştirdi. Albanese ise Musk’ın X’in “sosyal bir sorumluluğu” olduğunu kabul etmesi gerektiğini belirterek, “Eğer Musk bunu anlamıyorsa, bu benim hükümetimden çok onun hakkında bir şey söyler” ifadelerini kullandı.

X: Siyasi Olarak Tarafsız mı?

Musk, Nisan 2022’de, o dönemki adıyla Twitter’ı satın almaya çalışırken, bunu Twitter’ın “ifade özgürlüğü platformu” olarak potansiyelini gerçekleştiremediği için yaptığını savunmuştu. Twitter’ı satın aldıktan kısa bir süre sonra Musk, platformun “halkın güvenini hak etmek için siyasi olarak tarafsız” olması gerektiğini vurguladı. Ancak, bu yaklaşımına ne kadar sadık kaldığı sorgulanmaktadır.

Uzmanlar, X’in 200,6 milyon ile en çok takipçiye sahip kullanıcısı olan Elon Musk’ın, sosyal medya platformunu giderek artan bir şekilde siyasi görüşlerini yaymak için bir mikrofon olarak kullandığı görüşündedir. Bu durum, sosyal medya platformlarının siyasi tarafsızlık iddialarının ne kadar geçerli olduğunu sorgulatmaktadır.