
Türkiye’de Prezervatif Kullanımı ve Cinsel Sağlık
Getty Images tarafından yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de prezervatif kullanan bireylerin %58’i, bu korunma yöntemini gebelikten korunmak için tercih ettiğini belirtmektedir. Uluslararası bir araştırma ise Türkiye’yi, prezervatif kullanım sıralamasında 36 ülke arasında 20. sırada konumlandırmaktadır. Dünyaca ünlü prezervatif markalarından Durex’in gerçekleştirdiği ve 29 binden fazla katılımcıyla yapılan araştırmada Türkiye’den yanıt verenlerin %46’sı, güvenilir bir partnerle birlikteyken prezervatif kullanmanın gereksiz olduğunu ifade etmektedir. Bu oranın global düzeyde ise %21 olduğu gözlemlenmektedir.
Türkiye’de prezervatif kullananların %58’i bu yöntemi gebelikten korunmak amacıyla seçerken, yalnızca %11’i cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için prezervatif tercih ettiğini belirtmiştir. Cinsel yolla bulaşan bazı hastalıkların son yıllarda artış göstermesine rağmen, prezervatif kullanım oranının düşük olması, toplumda bazı soru işaretlerini beraberinde getirmektedir. Dünya Sağlık Örgütü, prezervatifin, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmanın en etkili yöntemlerinden biri olduğunu vurgulamaktadır. Uzmanlar, Türkiye’de cinsel sağlığa yönelik bütüncül bir yaklaşımın eksik olduğunu belirtmektedir.
Son Yıllarda Artan Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar
Türkiye’de cinsel yolla bulaşan hastalıklarda en dikkat çekici artış frengi yani sifilis hastalığında gözlemlenmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, sifilis vakaları son beş yıl içinde iki katına çıkmış olup, 2022 yılında 3.533 sifilis vakası kaydedilmiştir. Sifilis, genellikle cinsel yolla bulaşan bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Cinsel yolla bulaşan bir başka bakteriyel enfeksiyon olan klamidya vakaları ise daha dalgalı bir seyir izlemektedir; en son 2022 yılında 31 klamidya vakası bildirilmiştir. Bel soğukluğu olarak bilinen gonore hastalığı da yıllar içinde artış ve azalış göstermiştir; 2021 yılında 57 vakaya ulaşırken, 2022 yılında bu sayı 133’e yükselmiştir. Bağışıklık sistemini zayıflatan HIV virüsü ve bu virüsün sebep olduğu AIDS hastalığı ise 2022 yılında 5.710 kişide tespit edilmiş, 2023 yılında ise bu rakam 1.728’e düşmüştür. 2000’li yıllarda dünya genelinde azalma eğilimi gözlemlenirken, Türkiye’de HIV ve AIDS vakalarının artma eğilimi göstermiştir.
Bilgi Eksikliği ve Cinsel Sağlık Eğitimi
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları HIV/AIDS Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın, 10Haber’e yaptığı açıklamada, verilerdeki düşüşün test yaptıranların sayısındaki azalmayla ilişkili olduğunu belirtmiştir. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye’de HIV ile yaşayan 39 bin kişi bulunmaktadır. Koronavirüs pandemisi döneminde test yaptırma oranının düştüğünü vurgulayan Akalın, tanı alanların %80’inin erkek olduğunu ve vakaların en çok 25-29 ve 30-34 yaş gruplarında görüldüğünü aktarmıştır.
Deri ve Zührevi Hastalıklar Uzmanı Prof. Dr. Osman Köse, prezervatif kullanım oranının düşüklüğünün bilgi eksikliğinden kaynaklandığını ifade etmektedir. Türk Dermatoloji Derneği’nin cinsel yollarla bulaşan hastalıkları araştıran veneroloji çalışma grubunun başkanı olan Köse, “Cinsel yollarla bulaşan hastalıkların önemi yeterince bilinmiyor. Bu hastalıkların nasıl bulaştığı ve sonuçlarının ne olduğu hakkında bilgi eksikliği var” demektedir. Köse, “Kişilerin kendine aşırı güven duyması” durumunun da kondom kullanımındaki düşüklüğün nedenleri arasında yer aldığını belirtmektedir.
Uzmanlar, Türkiye’de cinsel yolla bulaşan hastalıkların iyi tanınmadığını vurgularken, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ekin Bozkurt Şavk, bu konuların açıkça konuşulmadığı ülkelerde bu tür sonuçların beklenen bir durum olduğunu belirtmektedir. “Cinsel sağlık eğitimi, en prestijli üniversitelerin tıp fakültelerinde bile yeterince yer almıyor” diyen Şavk, “Doktor olma aşamasındaki kişilerin bile temel cinsellik bilgilerini yanlış bildiğini görebiliyorum” ifadesini kullanmaktadır.
Cinsel Sağlıkta Güvenli Davranışlar
Vajinal, anal ve oral seks sırasında prezervatif kullanımı, vücut sıvılarıyla bulaşan hastalıklardan korunmak açısından kritik bir rol oynamaktadır. İstanbul merkezli Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Hakları (CİSÜ) Platformu, artan sifilis vakalarına dikkat çekerek güvenli cinsel davranışların benimsenmesi durumunda bu hastalıklara karşı korunmanın mümkün olabileceğini vurgulamaktadır. CİSÜ platformunun üyesi Pozitif Yaşam Derneği’nin proje yöneticisi Canberk Harmancı, uyuşturucu madde kullanımının prezervatif kullanımını olumsuz etkilediği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Harmancı, “Kimyasal madde etkisi altında cinsel deneyimler, bireylerin otokontrol mekanizmalarını zayıflatarak prezervatif kullanımını terk etmesine yol açabiliyor” demiştir. Ayrıca, teknoloji ile birlikte insanların cinsel partner bulma olanaklarının artması ve partner sayısının çoğalması, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlarla karşılaşma ihtimalini de artırmaktadır.
Korunma Yöntemleri ve Eğitim
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların riskini azaltmak için prezervatif kullanımı dışında da izlenmesi gereken bazı yöntemler vardır. İngiltere’nin sağlık sistemi NHS, cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak için bu hastalıklara karşı düzenli test yapılmasını önermektedir. HPV ve Hepatit B virüslerine karşı aşılanmak da etkili korunma yöntemleri arasında yer almaktadır. Yine NHS’e göre enfeksiyonları önleme amaçlı HIV ilaçları da korunma yöntemleri arasında bulunmaktadır.
Uyuşturucu madde etkisi altında prezervatif kullanımı olumsuz etkilenmektedir. Bazı ülkelerde prezervatifler ücretsiz olarak dağıtılmaktadır. Hamileliğe karşı %98 koruma sağlayan prezervatifler, Türkiye’de de bazı sağlık kuruluşlarından ücretsiz temin edilebilmektedir. Ancak bu kuruluşların hangileri olduğu, ücretsiz prezervatif temin etmenin nereden ve nasıl olabileceğine dair kamuya açık kaynak bulmak zor görünmektedir. Bu nedenle Sağlıkta Genç Yaklaşımlar Derneği, Aile Sağlığı Merkezleri’nden prezervatif ve gebeliği önleyici hap temin edilmesi uygulamalarında yaşanan aksaklıkların giderilmesi çağrısında bulunmaktadır.
Cinsel Sağlık Eğitiminin Önemi
NHS, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı partnerlerin korunma yöntemleri hakkında iletişim kurmasını önermektedir. Prof. Dr. Ekin Bozkurt Şavk, çocukluk döneminden itibaren cinsel sağlık ile ilgili eğitimin verilmesinin bu konuların konuşulmasına alışmak açısından önemli olduğunu vurgulamaktadır. Şavk, “Başka biriyle temas, ilişki kurma yöntemleri, sorun olduğunda nasıl ifade edilir, hoşumuza gitmeyen durumlardaki iletişim gibi konuların ana sınıfından itibaren eğitilmesi gereken konular olduğunu düşünüyorum” demektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın Rolü
Cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı farkındalığın artırılması, Sağlık Bakanlığı’nın görev tanımları arasında yer almaktadır. Uzmanlar, bu alanda sağlıklı verilerin yeterince detaylı bir şekilde paylaşılmadığından şikayetçi olup, cinsel sağlık konusundaki araştırmaların artması, bu verilerin üniversitelerle paylaşılması ve çalıştaylar düzenlenmesi gerektiğini vurgulamaktadırlar. Prof. Dr. Osman Köse, sağlıklı istatistikler toplandıktan sonra bu hastalıklara karşı strateji belirlenmesi gerektiğini ifade etmektedir. Prof. Dr. Ekin Bozkurt Şavk da, “Sağlıklı verilere sahip olmadığımız hastalıklarla nasıl mücadele edeceğimizin stratejisini geliştirmek oldukça zor” demektedir. Uzmanlara göre, cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı kamu politikalarının bütüncül bir yaklaşım izlemesi, bu hastalıklarla ilgili bilinçlendirmenin kamu spotları, reklamlar ve toplantılar aracılığıyla gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Şavk, bu hastalıkların tedavisi için bir şablon belirlemenin önemine de değinmektedir.