Tycho Brahe ve Simya: Tungstenin Gizemi

Danimarkalı Gökbilimci Tycho Brahe ve Simya Çalışmaları

Danimarkalı gökbilimci Tycho Brahe, teleskobun henüz icat edilmediği bir dönemde bir süpernova patlamasını tespit ederek astronomi dünyasında büyük bir üne kavuşmuştur. 1572 yılında gözlemlenen bu patlama, insan gözüyle kaydedilen en eski süpernova olaylarından biri olarak tarihe geçmiştir. Brahe, gökyüzünün gizemlerini çözme çabalarının yanı sıra simya ile de ilgilenmiş, Rönesans döneminin en önemli simyacılarından biri olmuştur. O dönemde simyacılar, hastalıkları tedavi etmek ve altın üretmek için çeşitli deneyler yapıyordu.

Danimarka Kralı II. Frederik, Brahe’nın bilimsel çalışmalarını sürdürebilmesi için ona İsveç’te bulunan Ven Adası’nı tahsis etmiştir. Bu adada Brahe’nın yaşadığı kalenin yanı sıra Uraniborg Gözlemevi ve simya çalışmaları için bir laboratuvar inşa edilmiştir. Ancak Brahe’nın 1601 yılındaki ölümünden sonra yıkılan laboratuvarın içindeki malzemeler ve yaptığı çalışmalar uzun süre boyunca merak konusu olmuştur.

Heritage Science adlı hakemli dergide 25 Temmuz’da yayımlanan yeni bir çalışma, Uraniborg’un bulunduğu alandan çıkarılan cam ve çömlek parçalarının kimyasal analizini içermektedir. 1988-1992 yılları arasında yürütülen bir başka çalışmada elde edilen beş parça üzerinde yapılan incelemeler, araştırmacılara ilginç bulgular sunmuştur. Çalışmada parçaların dört tanesi, beklenenden çok daha yüksek yoğunlukta nikel, bakır, çinko, kalay, cıva, altın ve kurşun gibi elementler içermektedir.

Ancak en dikkat çekici bulgu, bu parçaların hem içinde hem de dışında tespit edilen tungsten elementidir. Tungsten, bazı minerallerde bulunan bir element olup, Brahe’nın ölümünden 180 yıl sonra 1781 yılında keşfedilmiştir. Güney Danimarka Üniversitesi’nden Kaare Lund Rasmussen, çalışmanın yazarlarından biri olarak bu durum hakkında şunları belirtmiştir: “Tungsten o zamanlar tanımlanmamıştı; Tycho Brahe’nın simya atölyesindeki bir parçada bulunması, nasıl bir anlam taşır?”

Rasmussen ve ekibi, bu duruma dair iki farklı teori öne sürmektedir. İlki, tungstenin bir mineralden tesadüfen ayrılmış olabileceği ve Brahe’nın bunun farklı bir element olduğunu fark etmemiş olabileceğidir. İkinci teori ise, Brahe’nın tungsten ile, kalay cevheri üzerinde çalışırken olağandışı bir maddenin ortaya çıktığını keşfeden Alman mineral bilimci Georgius Agricola’nın çalışmaları aracılığıyla karşılaşma ihtimalidir. Agricola, 1546 yılında bu maddeden ‘volfram’ adıyla bahsetmiştir.

Rasmussen, “Belki de Tycho Brahe bunu duymuştu ve tungstenin varlığından haberdardı” diyerek ekliyor: “Ancak bu, bildiğimiz veya yaptığım analizlere dayanarak kesin bir şey değil. Bu sadece örneklerde neden tungsten saptadığımızın muhtemel bir teorik açıklaması.”

Kalıntılarda tungstenin bulunmasını “çok gizemli” olarak nitelendiren Rasmussen, bu dönemde cıva ve altının tedavi amaçlı kullanıldığını da vurgulamaktadır. Rasmussen’in ortak yazarı olduğu 2016 tarihli bir çalışmada, Brahe’nın saç ve kemik örneklerinde aşırı derecede altın tespit edilmiştir. Brahe’nın zamanını, altın üretiminden ziyade veba, cüzzam, frengi ve ateş gibi sağlık sorunlarını çözmeye harcadığı görülmektedir.