
Aile Hekimliği Yönetmeliği ve Sağlık Emekçileri Üzerindeki Etkileri
Aile hekimliği, toplumsal sağlık hizmetlerinin temel taşlarından biridir. Ancak, son dönemde yapılan düzenlemeler, aile hekimlerinin çalışma koşullarını olumsuz etkileyerek sağlıklı bir toplum yapısını tehdit etmektedir. Aile hekimleri, 6-10 Ocak tarihleri arasında üçüncü kez iş bırakma eylemine gideceklerini açıkladılar. Bu durum, sağlık hizmetlerinin nitelik ve sürekliliğini sorgulatmaktadır.
Yeni Yönetmeliğin Getirdikleri
Yeni aile hekimliği yönetmeliği, sağlık meslek örgütleri tarafından “eziyet yönetmeliği” olarak tanımlanmaktadır. Genel Sağlık-İş Sendikası Genel Başkanı Derya Uğur’un belirttiği gibi, bu yönetmelik, aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık emekçilerini zor bir duruma sokmaktadır. Çoğu sağlık emekçisi, çalışma koşullarının ağırlaşması nedeniyle artık aile sağlığı merkezlerinde çalışmak istememekte ve bu durum, istifaların artmasına yol açmaktadır. Yerlerine yeni personel bulmak ise oldukça zordur ve bu da nitelikli sağlık hizmetinin sağlanmasını tehlikeye atmaktadır.
Çalışma Koşullarındaki Olumsuzluklar
Uğur, yeni yönetmelikle birlikte fesih işlemlerinin kolaylaştırıldığını, sözleşme yenileme süreçlerinin ise zorlu hale geldiğini vurgulamaktadır. İş yükü artarken, ödemelerin düşmesi, iş güvencesinin ortadan kalkması ve çalışma barışının bozulması gibi sorunlar, aile hekimlerinin mevcut durumunu daha da zorlaştırmaktadır. Bu süreç, sağlık emekçilerinin motivasyonunu düşürmekte ve dolayısıyla sağlık hizmetlerinde aksamalar yaşanmaktadır.
Azalan Ücretler ve Artan İş Yükü
Derya Uğur, yeni yönetmeliğin temel amacının nitelikli sağlık hizmeti sunmak olduğunu belirtse de, uygulamaların bu amaca hizmet etmediğini ifade etmektedir. Aile sağlığı çalışanlarının, il ve ilçe sağlık merkezlerinde görev yapan meslektaşlarına göre daha az maaş almaya mahkum edildiğini söylemektedir. Bu durum, sağlık emekçilerinin motivasyonunu olumsuz etkileyerek, toplum sağlığını tehdit eden bir tabloya yol açmaktadır.
Toplum Sağlığının Tehlikeye Girmesi
Yeni düzenlemelerin getirdiği zorluklar, sadece sağlık emekçilerini değil, aynı zamanda toplum sağlığını da etkilemektedir. Aile hekimleri, hastalarının sağlık hizmetlerine erişiminde kritik bir rol oynamaktadır. İş bırakma eylemleri ve istifalar, sağlık hizmetlerinin sürekliliğini tehdit etmekte ve bu durum, hastaların sağlık hizmetlerine ulaşımını zorlaştırmaktadır. Nitelikli sağlık hizmeti sunmak için gerekli olan insan kaynağının azalması, gelecekte daha ciddi sorunlara yol açabilir.
Yönetmelik Değişikliklerinin Gerekliliği
Sağlık emekçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve nitelikli sağlık hizmetinin sürdürülebilirliği için yönetmelik değişiklikleri kaçınılmaz hale gelmiştir. Çalışanların haklarının korunması, iş güvencelerinin sağlanması ve adil ücretlendirme sisteminin oluşturulması, sağlık sisteminin güçlenmesi için kritik öneme sahiptir. Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki adımları büyük bir önem taşımaktadır.
Sağlık Emekçilerinin Talepleri
- Adil Ücretlendirme: Sağlık emekçilerinin aldıkları ücretlerin, yaptıkları işe ve sorumluluklarına uygun şekilde belirlenmesi gerekmektedir.
- İş Güvencesi: Fesih işlemlerinin kolaylaştırılması yerine, sağlık emekçilerinin iş güvencelerinin artırılması önemlidir.
- Çalışma Koşullarının İyileştirilmesi: İş yükünün azaltılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, sağlık emekçilerinin motivasyonunu artıracaktır.
- Yönetmelik Değişiklikleri: Yeni yönetmeliklerin, sağlık emekçilerinin haklarını koruyacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir.
Sonuç
Aile hekimleri ve sağlık emekçilerinin yaşadığı zorluklar, toplum sağlığını doğrudan etkilemektedir. Yeni yönetmeliklerin gözden geçirilmesi ve sağlık emekçilerinin taleplerinin dikkate alınması, nitelikli sağlık hizmetinin sürdürülmesi açısından kritik bir gereklilik haline gelmiştir. Sağlık sisteminin güçlenmesi, toplum sağlığının korunması için kaçınılmazdır. Sağlık emekçilerinin haklarının korunması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi, toplumun her kesimi için önem arz etmektedir.