
Ukrayna Parlamentosu’ndan Tarihi Karar
Ukrayna parlamentosu, geçtiğimiz salı günü Rus Ortodoks Kilisesi’nin Ukrayna’daki varlığını yasaklamayı öngören yasa tasarısını onayladı. Bu önemli karar, Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelenski tarafından da onaylandı. Ayrıca, bu konuda atılacak adımları Fener Patriği Bartholomeos ile görüştüğü bildirildi. Yasa tasarısının onaylanmasından kısa bir süre önce, Fener’den bir heyetin Kiev’e gelerek Ukraynalı yetkililerle bu konuyu tartışması dikkat çekti.
Önceden de belirttiğimiz gibi, Ukraynalıların büyük bir kısmı Ruslar gibi Ortodoks mezhebine bağlı olmasına rağmen, Ukrayna’daki Ortodokslar iki ana cemaate ayrılmış durumdadır. Bunlardan bir kısmı, savaş koşullarına rağmen Moskova Patrikhanesi’nin Ukrayna koluna mensup. Diğer bir cemaat ise Fener Patrikhanesi’nin himayesinde faaliyet göstermektedir. Ukrayna, 1991’de bağımsızlığını kazandıktan sonra bazı milliyetçi rahipler, Moskova’dan ayrılarak kendi kiliselerini kurduklarını ilan etmişlerdi. Ancak, bu yeni cemaatler 2018 yılına kadar diğer Ortodoks kiliseleri tarafından tanınmamıştı. 2018 yılında Fener Patrikhanesi, ABD’den aldığı destekle Ukrayna’nın ruhsal alanının kendisine ait olduğunu duyurmuştu. Bu karar, Moskova’nın Fener’le ilişkilerini koparmasına neden olmuş ve Ortodoks dünyasında ciddi bir bölünme yaratmıştır.
Rusya’nın 2022’de Ukrayna’ya saldırmasının ardından, Ukrayna’da Rusya ile bağlantılı her şey düşman olarak algılanmaya başlamıştır. Bu durumu anlamak oldukça kolayken, diğer yandan Batı’daki savaş yanlısı çevrelerin, Ukrayna’yı bir üs olarak kullanarak bu savaştan faydalanma çabaları dikkat çekicidir. Bu gruplar, Ukrayna toplumunu dönüştürerek, geçmişte Doğu ile Batı’nın kesişim noktası olan bu ülkeyi Batı’nın ileri karakolu haline getirmeyi amaçlamaktadır. İşte, Rus Ortodoks Kilisesi’nin Ukrayna kolunun yasaklanması, bu çabaların bir yansıması olarak görülmektedir.
Zelenski yönetimi, bu aşamaya kadar böyle bir adım atmaktan kaçınmıştı. Zira savaş döneminde en büyük cemaate sahip kiliseyi yasaklamak oldukça riskli bir durumdu. Dahası, Zelenski’nin seçim döneminde kendisine oy verenlerin büyük bir kısmı bu kilisenin cemaatindendi. Bu nedenle, Zelenski’nin partisinin milletvekilleri, kapatılan Rus yanlısı partilerin milletvekillerinin de desteğiyle bu konunun parlamento gündemine gelmesine engel oluyordu. Ancak, radikal Batı yanlısı ve milliyetçi çevrelerin -muhtemelen Batı’nın baskısıyla- Zelenski yönetiminin bu tasarıyı onaylamak zorunda kaldığı anlaşılıyor.
Şimdi, daha önce Moskova’dan ayrıldığını ilan eden ancak bu ilanı samimi bulunmayan cemaatin, Rusya ile ilişkisini kesmek için 10 aylık bir süresi bulunuyor. Ancak, 10 ay sonraki uluslararası ortamın nasıl olacağı belirsizliğini koruyor.
Bu durumu değerlendirirken, “Bu, onların kararı. Bize ne?” demek doğru değildir. Zira Rus Kilisesi’nin boşluğunun Fener ile doldurulmaya çalışılması, Fener’in bu savaş vesilesiyle Doğu Avrupa’daki etkisini artıracak ve tıpkı iki ay önce İsviçre’deki barış konferansında gördüğümüz üzere, devlet gibi hareket etmesine ve Lozan düzenlemelerine daha kolay kafa tutmasına yol açacaktır. Konuyla ilgi duyanlara, Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan “Rusya Batı Çatışmasında Fener Rum Patrikhanesi” adlı eserimi tavsiye ediyorum.
[email protected]