Voyager Uzay Araçları: Güneş Sisteminin Sınırlarını Aşan Keşifler

Güneş sisteminin uzak bölgelerini keşfetmek amacıyla fırlatılan Voyager uzay araçları, bu zorlu yolculukta ek destek gereksinimi duymuşlardı. Geçtikleri gezegenlerin kütleçekiminden yararlanarak hızlarını artırmışlardı. Uzayda genel bir sürtünmenin bulunmaması ve geniş açık alanların varlığı, fırlatılan nesnelerin belirlenen yollarında ilerlemelerine olanak tanıyor. Dünya’dan en uzak konumda bulunan ve bu unvanını korumakta olan insan yapımı nesne Voyager 1 uzay aracı. Onu Voyager 2 takip ediyor.

Dünya’dan en az 24 milyar kilometre uzakta

Popüler Science Türkçe’nin aktardığına göre, Voyager 1 ve Voyager 2, 1977 yılında fırlatıldılar; Voyager 1, Voyager 2’den birkaç hafta önce uzaya gönderildi. Voyager 1’in ismi, daha hızlı bir yörüngede hareket etmesi ve Jüpiter’e daha önce ulaşarak o gezegeni gören ilk Voyager olmasından kaynaklanıyor. Şu anda Voyager 1, Dünya’dan en az 24 milyar kilometre uzaklıkta bulunuyor. Voyager 2 ise evden 19 milyar kilometre uzakta yer alıyor.

Bu yıl, 47. faaliyet yıllarını kutlayan uzay araçları, NASA’nın en uzun süreli görev yapan uzay araçları arasında yer alıyor. Her iki Voyager aracı da Jüpiter ve Satürn’ün yanından geçtikten sonra, Voyager 2 ayrıca Uranüs ve Neptün’ün de yanından geçerek daha fazla keşif yapma fırsatı buldu. NASA’ya göre, bu araçlar “yıldızlararası uzayı doğrudan örnekleyen” tek uzay araçlarıdır.

Yıldızlararası uzay, Güneş rüzgarlarının oluşturduğu koruyucu bir baloncuk olan heliyosferin dışındaki bölgeyi ifade eder. Bu koruma, Güneş rüzgarlarının kuvveti yıldızlararası rüzgarlarla dengelendiğinde sona erer. Heliosferi terk eden Voyager 1 ve 2, artık uzayın yıldızlararası kısmına ulaşmış durumdalar. Teknik olarak, ikisi de hâlâ Güneş sisteminin içinde yer almakta ve bir süre daha bu konumda kalacaklar. Uzay araçları, Oort Bulutu’nun ötesine geçtiklerinde Güneş sistemini terk etmiş olacaklar. Voyager 1’in, Oort Bulutu’nun en ön kenarına ulaşması yaklaşık 300 yıl sürecektir.

Mühendisler, Voyager 1’e hâlâ komutlar gönderiyor ve uzay aracından değerli bilgiler alıyorlar. NASA, aradaki muazzam mesafe nedeniyle Dünya’dan çıkan ışığın uzay aracına 22,5 saatten daha uzun bir sürede ulaştığını belirtirken, Voyager 1’den Dünya’ya gelen sinyallerin de aynı süreyle geri döndüğünü ifade ediyor. Mühendisler, Voyager 1’e komut gönderdiğinde, sonuçları görmek için iki gün beklemek zorunda kalıyorlar.

2023 yılının Kasım ayında yaşanan bir bilgisayar arızası sonucunda uzay aracı işlevsiz hale gelmişti. Ancak 2024 yılının Mayıs ayında Voyager 1, dört cihazından ikisinden bilimsel veri göndermeye yeniden başladı. Haziran 2024’te, NASA’nın sorun çözme çabalarının ardından Voyager 1, dört cihazının tümüyle normal bilimsel faaliyetlerine geri döndü. NASA, uzay aracına yönelik tanımında bu dört cihazın “plazma dalgaları, manyetik alanlar ve parçacıklar” üzerinde çalıştığını belirtiyor.

Voyager 1, uzay programı tarihindeki en simgesel uzay fotoğraflarından birini 1990 yılında çekti. O dönem Dünya’ya yaklaşık 6 milyar kilometre mesafede olan uzay aracı, “soluk mavi nokta” olarak bilinen ikonik görüntüyü elde etti. Bu görüntü, iğne ucu büyüklüğündeki bir ışık (boyutu sadece bir piksel olan Dünya), Güneş’ten gelen bir ışık hüzmesinde asılı gibi görünüyordu. Görüntü, Voyager’ın Neptün’ün ötesine geçerken çektiği 60 görüntülük bir diziden derlenmiştir. Ekip yöneticileri, uzay aracına kamerasını çevirmesi ve eve doğru son bir görüntü dizisi çekmesi talimatını vermişti. NASA’ya göre Voyager 1, böyle bir görüntü çeken sadece üç uzay aracından biri (diğerleri Voyager 2 ve New Horizons) olma özelliğini taşıyor. Güneş Sistemi Aile Portresi’nde de Neptün, Uranüs, Satürn, Jüpiter ve Venüs yer almakta.

Bu simgesel fotoğrafın temelini oluşturan görüntüler, uzay aracının kameraları Şubat 1990’da tamamen kapanmadan yalnızca bir buçuk saat önce çekilmiştir. Tüm bu dosya verileri, aynı yılın Mayıs ayında Dünya’ya gönderilip işlenmiştir. Voyager 1 ve Voyager 2, gerçekten kapanıp menzil dışına çıkana dek güçlerini ve kabiliyetlerini yavaş yavaş kaybederek dış yörüngedeki yolculuklarına devam ediyor. Bilimsel veriler, ne kadar güç kaldığına bağlı olarak uzay araçlarının cihazları kapandıktan birkaç yıl sonra Dünya’ya geri gönderilebilir.