Zeytinyağı Sahteciliği ve Tüketici Bilinci

Edremit Ticaret Odası’nın Yüksek Kimyageri, Zeytinyağı Tadım Uzmanı ve Eğitmeni Zülal Taçar, zeytinyağı endüstrisinde dikkat çeken bir sorun olan sahtecilik hakkında önemli bilgiler paylaştı. Taçar, ucuz bitkisel yağların zeytin aroması ve renklendiricilerle sahte zeytinyağına dönüştürüldüğünü vurguladı. “Son bir buçuk yılda, bizim gibi laboratuvarlar ve diğer ilgili kurumlar bu konuda ciddi bir mücadele veriyor. İyi bir zeytinyağının içerisine rafine edilmiş ürünler eklenebiliyor veya kalitesiz zeytinyağlarıyla karıştırılabiliyor; bu durumda sonuçta yine bir zeytinyağı ortaya çıkıyor. Ancak, bu yağların tüketime uygun olup olmadığı sorgulanabilir. Piyasada zeytinyağı etiketiyle satılan ürünlerin büyük bir kısmının aslında zeytinyağı olmadığını, tamamen karışım bitkisel yağlardan oluştuğunu biliyoruz. Bu yağlar genellikle kanola, palm, pamuk, ayçiçek veya mısır özü gibi farklı bitkisel yağların karışımından elde ediliyor. Daha da kötü olanı, bu yağların zeytin kokusu vermek için aromalarla desteklenmesi ve renk dengesinin sağlanması amacıyla renk düzenleyicilerin eklenerek piyasaya sürülmesidir,” dedi.

Taçar, tüketicilerin güvenilir markalardan zeytinyağı temin etmelerinin önemine dikkat çekti. “Önceden bu konuda daha kolay ve çözümleyici önerilerde bulunabiliyorduk; ancak artık hem bizler hem de tüketiciler için durum zorlaştı. Zeytinyağı alırken dikkat edilmesi gereken ilk şey, zeytinyağı satışı yapılan güvenilir bir satış noktası veya marka sahibinin mağazasıdır. Tüketiciler, yerel pazarlarda veya turistik bölgelerde yol kenarlarında satılan yağların doğal olduğunu düşünerek satın alma eğiliminde oluyorlar. Ancak, bu yağların çoğu zeytinyağı bile değil. Laboratuvar analizleri ve raporları ile bu durumu ortaya koyarak mücadele ediyoruz,” diye konuştu.

Gerçek zeytinyağının kendine özgü bir kokusu olduğunu belirten Zülal Taçar, “Zeytinyağı alırken mümkünse, bir marka sahibi tarafından işletilen satış mağazalarından, güvenilir zincir marketlerden ya da bildiğimiz gerçek markalardan almak en iyisidir. Tüketicilerin kendilerinin de yapabileceği iki basit aşama var. Öncelikle, bir bardağa az miktarda zeytinyağı koyarak koklamaları gerekir. Çünkü gerçek zeytinyağının kendine has kokuları vardır. Bir zeytinyağı ya güzel kokar ya da kötü. Ancak, hiçbir zeytinyağı kokusuz olamaz. Olumlu ve olumsuz özelliklerini her zaman kokladığınızda hissedebilirsiniz,” ifadelerini kullandı.

Zeytinyağının renginin kalite ölçütü olmadığını vurgulayan Tacar, “Bardağa konulan zeytinyağının rengi, kalite açısından bir kriter değildir. Zeytinyağı sarı, yeşil, açık veya koyu renkte olabilir; bu nedenle renge odaklanmadan, sadece koklamaya odaklanmalılar. Taze çimen, yeşil zeytin, olgun domates, badem, yeşil elma gibi kokular algılanıyorsa, bu iyi bir zeytinyağına sahip olduklarını gösterir. Kötü kokular ise siyah zeytin, bozulmuş sebze veya meyve kokuları, ekşimiş veya mayalanmış kokular gibi olabilir. Bu tür kokular, zeytinyağının kusurlu olduğunu düşündürebilir. Ancak, gerçek bir bitkisel yağda bu tür kokuların algılanması mümkün değildir, çünkü bitkisel yağlar genellikle kokusuzdur,” dedi.

Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin de zeytinyağındaki sahteciliğe karşı kararlı bir mücadele verdiklerini belirterek, “Zeytinyağı, son derece değerli bir üründür. Son zamanlarda, vatandaşlarımızın ucuz zeytinyağına ulaşma çabası, maalesef zeytinyağı içermeyen veya tağşişle karıştırılmış, zeytinyağı esanslı ürünlerin piyasada dolaşmasına neden olmuştur. Edremit zeytinyağı isminin kullanıldığı sahte ürünlerle ilgili tespitlerde bulunduk. Bu durumu tespit ettiğimiz firmalara, ulusal e-ticaret sitelerinde yer alanlara ve diğer piyasalarda bulunanlara noter tespitleri yaparak tebligatlarımızı gönderdik. Edremit zeytinyağı coğrafi işaretli ürünler üzerinde bu tür sahteciliklerin yapılmasını önlemek için mücadelemizi sürdürüyoruz. Ayrıca, bu firmaları Ticaret Bakanlığı’na da şikayet ettik,” sözlerine yer verdi.