Mimarlıkta Yapay Zeka ve Eğitim Üzerine Endişeler

Mimarlıkta Yapay Zeka ve Eğitim: Geleceğe Dair Endişeler

Avrupa Birliği, hukuk ve tıpla birlikte insana doğrudan yönelik üç meslekten biri olarak mimarlığı tanımlarken, bu alana olan ilgi her geçen gün artıyor. Ancak yapay zekanın mimarlık alanına dahil olması, özellikle üniversite adayları arasında bazı endişelere yol açıyor. İKÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu, mimarlık eğitiminde teknoloji kullanımının giderek yaygınlaştığını vurguluyor. CAD (Bilgisayar Destekli Tasarım), BIM (Bina Bilgi Modellemesi) ve 3D modelleme gibi modern teknolojilerin, yeni nesil mimarlık eğitiminde belirleyici bir rol üstlendiğini ifade ediyor.

Prof. Dr. Dostoğlu, sanal gerçeklik, robotik ve yapay zeka gibi yeni teknolojilerin diğer alanlarda olduğu gibi mimarlık ve onun üretim biçimlerini de değiştirebileceğine dikkat çekiyor. “CANLILAR VAR OLDUKÇA MİMARLIK VAR OLACAK”

Mimarlık mesleği, saygınlığını korusa da son yıllarda gençler arasında daha az tercih edildiği gözlemleniyor. Bu durumu değerlendiren Prof. Dr. Dostoğlu, mimarlık alanına yönelik tercihlerdeki değişimi şu şekilde açıklıyor:

  • Artan otomasyon ve yapay zeka süreci oldukça dikkat çekici.
  • Yapay zekanın pek çok mesleğin yerini alacağına dair tartışmalar her geçen gün büyüyor.
  • Bu tür tartışmalar, mesleğe yönelmek isteyen gençler üzerinde olumsuz bir etki yaratıyor.

Mimarlık, doğrudan insan yaşamına dokunan bir meslek dalıdır. Yapay zekanın mimarlık mesleğinin yerini almasının çok düşük bir ihtimal olduğu konusunda çeşitli araştırmalar mevcuttur. Yapay zeka, mimarların yerini almazken, onların işlerini kolaylaştıracak araçlar sunabilir. Dolayısıyla, canlılar var oldukça mimarlık da var olacaktır. Bu nedenle, mimarlık mesleğini hedefleyen gençlerin, spekülatif yorumlarla tercihlerini değiştirmemelerini öneriyorum.

“MİMARLIK EĞİTİMİNDE STANDARTLAR ÖNEMLİ”

Türkiye’de 131 Mimarlık bölümünden yalnızca 24’ünün Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından onaylanan MİAK’tan akreditasyon aldığını belirten Prof. Dr. Dostoğlu, mimarlık eğitiminde standartların önemine vurgu yapıyor. Şunları ekliyor:

  • Bir kurumun belirli standartlara sahip olduğunun en önemli göstergesi, akredite edilmesidir.
  • Akreditasyon, eğitimde kalite güvencesinin sağlandığını gösterir.
  • Sunulan eğitimin, mezunların edinmesi gereken bilgi, beceri ve yetkinliklere göre verildiğini onaylar.

Bu noktada, nitelikli akademik kadrosuyla Türkiye’de mimarlık eğitimi sunan vakıf üniversiteleri arasında akredite edilen ilk bölümün İstanbul Kültür Üniversitesi Mimarlık Bölümü olduğunu belirten Prof. Dr. Dostoğlu, bu statüyü aralıksız olarak sürdürmeye devam ettiklerini vurguluyor.