Biden’ın Çekilmesi ve Ukrayna’nın Geleceği

Geçmişten Günümüze: Biden ve Ukrayna’nın Geleceği

Geçen hafta, Biden’ın tarihin mezarlığına gittiğini kaleme almamın hemen ardından, sürpriz bir gelişme yaşandı ve Biden, başkanlık yarışından çekildiğini duyurdu. Elbette, benim yazımın onun kararında ne kadar etkisi olmuştur, bunu bilemem; ancak, Ukrayna’da hâlâ geleceğin ABD başkanı olarak Trump’ın görüldüğü açık. Bu bağlamda, Zelenski yönetimi, şimdiden “müstakbel başkan” ile ilişkilerini güçlendirme çabalarına girmiş durumda.

Önceki gün, Trump ve Zelenski arasında bir telefon görüşmesi gerçekleşti ve her iki taraf, yakın gelecekte yüz yüze görüşme kararı aldı. Bu durum, dünyada rüzgârların başka yönden esmeye başladığını ve Ukrayna’daki atmosferin değiştiğini gösteriyor. Ukrayna’nın en milliyetçi çizgideki gazetelerinde bile, Donetsk ve Lugansk’tan tamamen çekilmeyi ve bu bölgeleri Rus toprağı olarak tanımamakla birlikte, bu bölgeler üzerinde bir süre hak iddia etmemeyi ve NATO üyeliği konusunu gündemden düşürmeyi öngören barış planları tartışılmaya başlandı.

Bazı milliyetçi aydınlar, “Zaten NATO’da bizi bekleyen yok. Bir şey kaybetmeyiz” şeklinde yorumlar yapmaya başladı. Geçen yıl olsa, bu tür tartışmalar ihanet olarak nitelendirilirdi. Ancak, Ukrayna’nın işgal altındaki toprakların tamamını savaşarak geri almasının gerçekçi olmadığı, artık herkesçe kabul ediliyor. Batı’nın tutumunun da değişmeye başlamasıyla birlikte, Ukrayna’daki beklenti ve algılar da önemli derecede dönüşüm geçiriyor.

Bu çalkantılı ortamda, Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba, üç günlük bir Çin yolculuğuna çıktı. ABD’nin etkisiyle, Ukrayna yönetimi, Çin’e karşı sert bir tutum benimsemişti. Ancak, daha önce de belirttiğimiz gibi, dünyanın yalnızca Batı’dan ibaret olmadığı ve Çin’in giderek daha fazla kilit bir öneme sahip olduğu gerçeği netleşiyor. Çin yönetimi, bu savaşta taraf olmadıklarını dile getirirken, diğer yandan hem Rusya hem de Ukrayna üzerinde etkisini artırmayı sürdürüyor.

Çin, bu savaşın sonucunda ne Rusya’nın galip çıkmasını ne de savaşın ABD’nin bölgede nüfuzunu artırmasıyla sonuçlanmasını istemiyor. Dolayısıyla, bu savaşın bir an önce sona ermesinden yana. Ukrayna ise, Çin’in Rusya üzerindeki etkisini kullanarak, ona Batı eksenli bir barış planını kabul ettirmeyi hedefliyor. Hangisinin isteğinin gerçekleşeceğini ise yakın gelecekte göreceğiz.

İletişim: [email protected]