
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü’nde görevli Doç. Dr. Süreyya Özcan Kabasakal önderliğinde yürütülen araştırmada, atık haline gelen üzüm, kavun, elma ve çilek yapraklarından elde edilecek bitkisel protein tozlarının gıda sektöründe kullanılabilirliği inceleniyor.
SÜRDÜREBİLİRLİK İÇİN BİTKİSEL PROTEİNLER ÖNEM TAŞIYOR
Tarım sektöründe küresel iklim değişikliğine uyum sağlayacak yenilikçi ve sürdürülebilir teknolojilerin geliştirilmesi amacıyla hayata geçirilen Türkiye Tarımsal Üretiminde Küresel İklim Değişikliğine Uyumlu Sürdürülebilir Tarım Teknolojileri Platformu (S-ATP) kapsamında yürütülen araştırmada, bitkisel protein zincirlerinin sürdürülebilirliği üzerine çalışılıyor.
Bitkisel Protein Kaynaklarına Artan Talep
Kabasakal’a göre, hayvansal protein üretiminin enerji ve alan ihtiyacıyla sera gazı salımı açısından dezavantajları bulunuyor. Bu nedenle bitkisel proteinler, sürdürülebilir bir alternatif olarak öne çıkıyor. Araştırma, üzüm, elma, kavun ve çilek yaprakları üzerinde yoğunlaşıyor zira bu yapraklar kuru bazda yüzde 16 ila yüzde 20 protein içeriyorlar.
- Araştırma kapsamında farklı bitkisel kaynaklardan protein elde edilerek besin değerleri ve alerjen içerikleri incelenecek.
- Proteinler biyoteknolojik işlemlerle saflaştırılacak ve karakterize edilecek.
- Bitkisel proteinlerin gıda sektöründe kullanımı üzerine çalışmalar yapılacak.
Gıda Endüstrisinde Kullanım Potansiyeli
Elde edilecek bitkisel protein tozlarının gıda endüstrisinde önemli bir ham madde olacağını belirten Kabasakal, bu tozların birçok farklı gıdaya entegre edilebileceğini ve protein içeriğini zenginleştirmek için kullanılabileceğini vurguluyor. Projede, süt teknolojileri, şekerleme endüstrisi ve fırıncılık gibi çeşitli uygulama alanları üzerinde de çalışmalar yapılacak.
Çevre Dostu Bir Yaklaşım
Yapraklardan elde edilecek bitkisel proteinlerin sadece vegan ve vejetaryen beslenenler için değil, aynı zamanda dezavantajlı bölgelerde yaşayan insanlar için de önemli bir protein kaynağı olabileceği belirtiliyor. Bitkisel proteinlerin hayvansal proteinlere kıyasla çevresel etkilerinin daha az olması, uzun vadede çevresel kirliliğin azaltılmasına katkı sağlayabilir.
“Projemiz sonucunda elde edeceğimiz bitkisel bazlı proteinler hem gıda döngüsüne entegre olacak hem de hayvansal protein ihtiyacını azaltarak çevresel etkileri en aza indirecektir.”